Hayat bazen beklenmedik yollarla karşımıza çıkabiliyor. Kimi insanlar, kaybettikleri sevdiklerini bulmak için yıllarını harcıyor. İşte bu hikaye de tam olarak böyle bir öyküyü anlatıyor. Ali Yılmaz, 55 yıldır kaybolan annesini arıyor. İkizler burcunun özelliklerini yansıtan özverili yapısı ile gözü yaşlı bir adam, annesini bulmanın umudu ile her güne uyanıyor. “Hala annemi bir kez görebilmeyi umuyorum” diyor. Duygusal bir yolculuk olan bu serüven, yalnızca bir anne-oğul ilişkisini değil, aynı zamanda özlem, sevgi ve yeniden buluşma arzusunu da gözler önüne seriyor.
Ali’nin annesi Sevim Yılmaz, 1968 yılında bir gün kayboldu. Küçük yaşta olan Ali, o zamanlarını hatırlamadığını söylüyor, ancak zamanla annesinin kayboluşunun yarattığı boşluk, onun hayatı boyunca peşini bırakmadı. “Çocukken, annemin nerede olabileceğini düşündüm ama büyüdükçe bunun ne kadar zor olduğunu anladım” diyor Ali, anılarında kaybolmuş bir çocuk gibi. Her yıl doğum günlerinde ve yıl dönümlerinde bir umutla bekleyen Ali, arkadaşları ve ailesinin yardımlarıyla annesinin izini sürmeye başladı.
Ali, her geçen yıl ile birlikte daha da azimli bir hale geliyor. Sosyal medya üzerinden başlattığı kampanyalar ve televizyon programlarına katılımı ile annesinin bulunması için büyük bir çaba sarf ediyor. Bunun yanında çeşitli sivil toplum kuruluşları ile de irtibat kurarak destek arayışında bulunuyor. Kesin bir bilgi veya bulgu elde edemese de, Ali’nin kararlılığı pek çok insanı etkilemeyi başardı. “Belki bir gün annemi aradığımda, onu bulmanın mutluluğuyla gülümseyeceğim” diyor. Onun duygusal yolculuğu, sadece annesini bulma isteği değil, aynı zamanda özlemle dolu bir hayatı da gözler önüne seriyor. Ali, annesinin kaybolduğuna inanmadığını ve umudunu asla yitirmediğini her fırsatta dile getiriyor. Yaşadığı bu süreçte birçok insanla tanıştığını, bazılarıyla birlikte gözyaşı döktüğünü ve annesini bulma umutlarına ortak olduklarını paylaşıyor.
Bu arayış, yalnızca bir aile bağının peşinde koşmak değil, aynı zamanda kaybolmuş bir geçmişle barışmayı da içeriyor. Ali’nin hikayesi, okuyan herkese umudun gücünü hatırlatıyor. Annesini bulma umuduyla yanıp tutuşan Ali, sonuçta bir gün emeline ulaşabileceği umudunu taşımaya devam ediyor. Bu süreçte yaşadığı duygusal iniş çıkışlar, onu daha da olgunlaştırmış ve hayatta kalmanın mücadelesini anlatan bir ses haline getirmiş. Ali’nin bu çabası, sosyal medyada ve televizyon programlarında dikkatlerin üzerine çekmesine neden olurken, aynı zamanda benzer hikayeler yaşayan insanlara da umut vermektedir. Bugüne kadar annesiyle ilgili herhangi bir bilgi alamasada, “Gözlerimde hissettiğim özlem ve sevgi bir gün yetecek” diyor. Bu sözleri ise herkesin kalbinde bir umut ışığı bırakıyor.
Ali Yılmaz’ın hikayesi pek çok kişiye ilham kaynağı olmayı başardı. Doğduğu günden bu güne, her anı annesinde kalmış bir evladın hikayesi sadece kendi hikayesi değil, aslında kaybolan değerlerin, aile bağlarının ve gerçek sevginin ne denli önemli olduğunu vurgulayan evrensel bir öyküdür. Farklı şehirlerden gelen destek mesajları ile duygusal bir dayanışmanın örneğini sergileyen Ali, yalnız olmadığını bilmenin verdiği güçle, umutla ve kararlılıkla annesini aramaya devam ediyor. “Dünya gözüyle bir kez görmek istiyorum” dediği annesi için, bu hayalini gerçekleştirmekte kararlı; çünkü umudunu hiçbir zaman kaybetmeyecek. Annelerini özlemle arayan pek çok insan gibi Ali de bir gün o sıcak kucaklaşmayı hayal ediyor ve kendi hikayesini mutluluğa çevirme arzusuyla yaşıyor.