Okuma, insanoğlunun yaşamına anlam katan en özel deneyimlerden biridir. Kitaplar, düşünce dünyamızı genişletir, hayal gücümüzü geliştirir ve bize farklı bakış açıları sunar. Bugün sizlere, 8 yaşında kitaplarla tanışan ve bu tutkusu sayesinde hayatını şekillendiren bir adamın ilham verici hikayesini paylaşıyoruz. 71 yıllık okuma serüveni, onu nasıl etkiledi? Hayatı boyunca hangi kitapları okudu ve bu süreçte neler öğrendi? Gelin, kitap aşkının yaşlısı genç, genci de yaşlı yapma gücüne tanıklık edelim.
Her şey, 8 yaşındaki bir çocuk için bir kütüphaneye yapılan ilk ziyarete çıkıyor. O dönemde ailesinin desteği ile çeşitli çocuk kitapları okumaya başlayan bu genç yaşındaki kitap kurdu, hem dünyayı tanıyacak hem de hayal gücünü besleyecek eserlerle buluştu. Hiç unutmuyor, ilk okuduğu kitap "Küçük Prens"ti. Antoine de Saint-Exupéry'nin kaleminden çıkan bu eser, onu derinden etkiledi ve sadece bir hikaye değil, hayatın anlamını sorgulamaya iten bir yolculuk olmuştu. Kitabı okuduktan sonra, edebi eserlere olan ilgisi daha da artmış ve kütüphane üyeliği alarak kitap okuma serüvenine devam etme kararı almıştı.
Bu ilk kitap, onun için sadece bir okuma deneyimi değil; aynı zamanda hayata bakışını şekillendiren bir dönüm noktası oldu. Okuduğu her kitap, yeni bir dünya açtı. "Kitapların içindeki cümleler, benim hayal gücümün kapılarını araladı," diyor. O günden bu yana, sayfaların arasında kaybolarak yaşadığı deneyimler, ona sevgi, dostluk ve yaşam hakkında derinlemesine anlayış kazandırdı.
71 yıl boyunca, okuduğu kitap sayısının kesin bir rakamını vermek zor. Ancak her yıl en az 50'ye yakın eser okuduğunu ifade eden bu okuyucu, edebiyatın ona kattıklarından da bahsetmekten keyif alıyor. Farklı türlerdeki kitapların kendisine kattığı çeşitliliğin yanı sıra, edebi akımlar ve farklı yazarların kendine özgü dillerinin zenginliği üzerine düşünme fırsatını buldu. O, sadece romanlar değil; şiir, deneme ve felsefi eserler de okudu. "Her kitap, kendi içindeki düşünceyi ve duyguları benimle paylaştı. Bu yüzden yazarların düşünen zihinlerine ve hayatın farklı boyutlarına açılan kapılara bir yolcu olarak baktım," diyor.
Aynı zamanda, okumanın yalnızca bilgi edinmek değil, insan ilişkileri ve sosyal beceriler üzerinde de doğrudan etkisi olduğunu keşfetmiş. Farklı karakterlerin yaşamlarına tanıklık etmek, ona empati kurmayı ve insanları anlama yetisi kazandırdı. Ayrıca, sürekli okuma alışkanlığı sayesinde kelime dağarcığı genişledi ve iletişim becerileri gelişti. Kitaplar, ona sosyalleşme ve düşünsel zenginlik katma imkanı sağladı; topluluklarda, kütüphane etkinliklerinde ve kitap kulüplerinde birçok insanla tanıştı.
Bu uzun okuma serüveni sonucunda, ilerleyen yaşıyla birlikte elde ettiği tecrübeler de paha biçilmezdi. Zaman içerisinde, kitaplarla olan sevgisini etrafındaki genç nesillere aktarmaya başladı. Kütüphanede gönüllü olarak çalışıp, okuma etkinlikleri düzenleyerek çocukların ve gençlerin kitaplarla tanışmasına yardımcı oldu. Onlar için bir mentor ve kılavuz olarak, okuma alışkanlığı kazandırmanın keyfini yaşadı. “Gençlerin kitaplarla buluşturulması, onları hayata hazırlamak için yapılan en önemli yatırımlardan biridir,” ifadelerini kullanıyor.
Bugün, 79 yaşında olmasına rağmen kitap tutkusu sönmedi. Hâlâ her gün en az bir saatini okumaya ayırıyor, çeşitli yazarlarla hayatına dair sohbetler etmeye heves ediyor. "Okumak, benim için bir yaşam tarzı. Ne olursa olsun, okumayı asla bırakmam," diyor. Bu tutkusuyla sadece kendine değil, çevresine de ilham vermeye ve yeni nesilleri kitaplarla buluşturmaya devam etmekte kararlı.
Sonuç olarak, 71 yıllık okuma serüveni, bu bireyin yalnızca kitaplar aracılığıyla değil, aynı zamanda yaşadığı deneyimlerle hayatına yön veren bir yolculuktu. Okuyarak elde ettiği bilgi ve deneyimler, hem kendi yaşamını zenginleştirdi hem de başkalarına ışık tuttu. Kitapların büyülü dünyası, onu her zaman yanına çekti ve hayatında kalıcı bir iz bıraktı. Her yaştan insan için, hikâyeleriyle dolu bir kütüphane keşfetmek, sadece bir okuyucu değil, bir öğrenme yolcusu olmak demektir.