Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), uzun yıllar boyunca siyaset arenasında iz bırakan Sırrı Süreyya Önder’i anarak, unutulmayan bir yoldaşını ve ideallerinin sembolünü saygıyla andı. Geleneksel bir şekilde düzenlenen anma programında, pek çok siyasetçi, akademisyen ve sanatçı bir araya geldi. Sırrı Süreyya Önder’in hayatı, siyasi kariyeri ve toplumsal mücadelesi üzerine yapılan konuşmalar, dinleyicilere hem duygusal anlar yaşattı hem de Önder’in toplumdaki etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.
Sırrı Süreyya Önder, 1964 yılında Mardin’de doğdu. Genç yaşta siyasete ilgi duymaya başlayan Önder, eğitim hayatını tamamladıktan sonra Türkiye’nin önemli siyasi simalarından biri olmayı başardı. 1990’ların ortalarında İstanbul’da yapılan sosyalist hareketlerin içinde yer alarak siyaset sahnesine girdi. Ardından, 2000’li yılların başında Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile siyasi kariyerine devam etti. Üzerinde durduğu temel konu, insan hakları ve özgürlüklerdi.
TBMM’deki anma programında, Önder’in siyasi kimliği ve mücadelesi hakkında çeşitli konuşmalar yapıldı. Konuşmalarda, onun insanların sesi olma ve toplumsal adalet sağlama konusundaki kararlılığı ön plana çıkarıldı. Sırrı Süreyya Önder, kendini yalnızca bir siyasetçi olarak değil, aynı zamanda bir aktivist olarak da tanımlamıştı. Özellikle, toplumsal cinsiyet eşitliği ve azınlık hakları gibi konularda gösterdiği çaba, pek çok kesim tarafından takdir edildi. Bu anmada yapılan konuşmalarda, Önder’in bu konudaki duruşunun nasıl bir etki yarattığı, genç nesillere nasıl ilham verdiği vurgulandı.
Sırrı Süreyya Önder’in anısına düzenlenen toplantı, sadece onun yaşadığı dönemdeki etkinliğini değil, aynı zamanda onun bıraktığı mirası da tartışma konusu yaptı. Konuşmacılar, Önder’in siyasi düşüncesinin toplumsal değişim üzerindeki etkisini irdeleyerek, daha adil ve eşit bir toplum için verdiği mücadelenin önemini ifade ettiler. Özellikle gençlerin, Sırrı Süreyya Önder gibi cesur bireylerden ilham alarak mücadelelerine devam etmeleri gerektiği mesajı verildi.
Önder, her zaman dini veya etnik kimlik ayrımı gözetmeksizin tüm bireylerin eşit haklara sahip olduğuna inandı. Bu çerçevede, özellikle Suriye’deki iç savaşın ardından Türkiye’ye sığınan Suriyeli mültecilerin hakları konusunda da aktif bir şekilde mücadele etti. Sırrı Süreyya Önder, bu mücadeleleriyle, birçok insanın hayatına dokunmayı başardı ve hâlâ insanlar tarafından sevgi ve özlemle anılmakta. Meclis’teki anma etkinliği, bu duygu ve düşüncelerin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi.
Önder, sadece bir siyasetçi olarak değil, aynı zamanda bir sanatçı olarak da meslek hayatını sürdürdü. Tiyatrocu kimliğiyle de tanınan Önder, toplumsal konulara dair farkındalık yaratmanın önemine inandı ve sanatı bu bağlamda bir araç olarak gördü. Meclis’teki etkinlikte, sanatın toplumsal değişimdeki yeri ve önemi üzerine yapılan konuşmalar, katılımcılar arasında düşündürücü bir etki yarattı.
Sonuç olarak, TBMM’de düzenlenen Sırrı Süreyya Önder anması, onun hayatı, mücadelesi ve mirasının gelecek nesillere aktarılması bakımından büyük bir anlam taşıdı. Unutulmayan bu isim, Türk siyasetinde bir dönemi temsil etmekle kalmadı, aynı zamanda insanlığa dair daha güzel bir dünya kurma çabasının simgesi haline geldi. Anma etkinliği, sadece bir hatırlatma değil aynı zamanda toplumsal değerlere ve insan haklarına yönelik bir çağrı niteliği taşıdı. Sırrı Süreyya Önder’in ruhunun her zaman yaşatılması ve onun bıraktığı mirasın korunması gerektiği mesajıyla, etkinlik sona erdi.