Hayat, bazen bizlere eski dostların ve sevdiklerimizin kıymetini hatırlatır. Günler geçtikçe bir köy, kendi topraklarından, dostluklarından ve hatıralarından bir parçayı kaybetmenin acısını yaşıyor. Bu köy, yıllarını burada geçiren, sevgi dolu kalbiyle herkesin hayatına dokunan bir bireyi, son yolculuğuna uğurlamaya hazırlanıyor. Ahmet Dede, dörtlükleri ve tebessümüyle gönülleri fethetmiş bir isim. Onu tanıyan herkesin hatırında yer eden anılar, gözyaşları ve hüzünle birlikte yeniden canlanıyor.
Ahmet Dede, bütün köyün en sevilen simalarından biriydi. Her sabah köy meydanında oturan, çocuklar ve yaşlılarla sohbet eden, masallar anlatan, sağlık sorunları yaşasa da hayat doluluğunu kaybetmeyen biriydi. Gülen yüzü ve tatlı diliyle, köyün sakinlerinin unutulmaz anlarına şarkılarla eşlik etti. Yıllar içerisinde ona olan sevgi ve saygı, köyü saran bir sevda gibi büyüyerek devam etti.
Onun masallarındaki hayat dersleri, genç nesillere aktarılırken, köydeki birlik ve beraberlik duygusunun pekişmesini sağladı. Özellikle çocuklar, Ahmet Dede’nin anlattığı masallardan aldıkları ilham ile hayal güçlerini geliştirdiler. Birçok ailenin, onun kelimeleriyle şekillenen değerli anıları oldu. Bu yüzden, Dede'nin veda etmesi, sadece bir kayıp değil, aynı zamanda köyün belleğinden bir parça siliniyor olması demekti.
Ahmet Dede'nin ölümü, köyde derin bir üzüntüye yol açtı. Herkes, veda törenini görmek ve ona son saygılarını iletmek için toplandı. Dede’nin cenaze töreninin yapıldığı yer, yalnızca fiziksel bir mekan değil, aynı zamanda yıllardır türlü hatıraların yaşandığı bir anı deposuydu. Tören boyunca gözyaşları sel oldu. Herkes, hayatlarına kattığı o değerli anları düşünerek bir araya geldi. Ahmet Dede’nin vefatı, köy halkının sıradan bir gün yaşamasına asla izin vermedi.
Tek tek herkes, Dede’ye olan sevgisini, ona olan minnettarlığını dile getirdi. Ahmet Dede’yi hatırlatacak hatıraların arasında kaybolan gözler, her an bir parça daha kaygılı hale geliyordu. Birlikte gözyaşları dökerken, köylüler birbirleriyle kenetlenip, sevgiyle birbirlerini teselli etmeye çalıştılar. Ahmet Dede, belki fiziksel varlığıyla aramızda değil ama bıraktığı sevgi ve ait olduğu anılarla köyde etkisini sürdürecektir.
Bütün köy halkı, hala aklında yaşatacağı çok sayıda anının bulunduğu Dede’nin vefatının ardından, bu duygusal yolculuktan etkilenmeden edemiyor. Yaşlılar, gençler ve çocuklar, Dede’nin yüreğinde yer edinen sevginin, zincir vazifesi göreceğini bir daha hatırladılar. Onu saygıyla anarken, hayatın ne kadar kısa olduğunu da bir kez daha gözlemlediler. Bu nedenle köy, Ahmet Dede’nin hatırasını yaşatmak için el birliğiyle çalışmaya karar verdi. Her yıl onun anısına bir anma etkinliği düzenlemeye ve çocuklara onun o masalsı kişiliğini aktarmaya niyet ettiler. Ahmet Dede’nin ne denli sevildiğini, her başkası gibi, Dede’nin ruhunu asla unutmamak üzere tarif edecek yeni hikayeler üreterek yaşatacaklardır.
Sonuç olarak, böyle derin bir veda, köy halkı arasında sevgi, saygı ve birlikteliğin önemini bir kez daha hatırlattı. Ahmet Dede, köyün sembolü olmuş bir figür olarak, hatıralarda yaşamaya devam edecek. Onun kurduğu dostluk köprüsü, belki onun bedenen yok olmasına neden oldu ama ruhu, köyün kalbinde sonsuza kadar yaşayacaktır. Herkesin merhumuna saygıyla eğildiği bu tezahür, sevginin ne denli güçlü olduğunun bir kanıtıydı.